Bu gezi yazilarimizin devamini getirmeyi artik ummuyordum. Uzerinden aylar gecti cunku... Ama guzel bir takipcimin yorumuyla tamamdir yarin yazacagim dedim. Once gecmis gezi yazilarimi okudum. Mutlu oldum. Tekrar o anlara dondum. Belki de o anin icindeyken oldugumdan bile daha mutlu oldugumu hissediyorum fotograflara bakip da notlarimi okuyunca. Cunku yazilar, fotograflar tereddutsuz bir mutlulugun habercisi, anin icindeyken yeterince belki farkedemedigim... Yazma istegim daha da guclendi bu yuzden... Ve ertelemeden klavyenin basina gectim iste boylece...
Son gezi yazimi yarim birakmistim. 4 gunluk bir gezinin ilk iki gununu yazip kalani iki gununu es gecmistim. Firsat olmamisti yazmaya...
23 Nisan tatilini firsat bilip cikmistik bu geziye... Ilkbahar mevsiminde bu dort gun icinde 4 mevsimi de yasadik. Once sonbahar sonra kis ardindan ilkbahar ve yaz... Sonbahar kismi Mudurnu ve Goynuk de idi. Kar yagisina yani kis mevsimine rastlayisimiz ise Abant da oldu. Evet oralara gitmisken geri duramazdik Abant dan. 17 km uzaklikta idi Mudurnu ya sadece...Kisa da olsa gidip halini hatrini sormamiz gerekirdi. Ve simdiye dek hep Istanbul uzerinden gittigimiz Abant a bu kez Mudurnu uzerinden gittigimizden bambaska harika bir guzergah bekliyordu bizi... Bu guzergahta tepeden Abant a inerken bizi kar taneleri karsiliyordu. Billur gibi agir agir ucusa ucusa dusuyorlardi.
Daha once kizak kayilan mekanlarda artik piknikciler vardi hava ne kadar soguk olursa olsun... Arabadan fazla inmemeye calisarak yolumuza devam ettik.
Artik istikamet Beypazari diyebilirdik. Aksam konaklama ise Eskisehir de olacakti.
Beypazarina buyuk umitlerle gittigimi itiraf edeyim. Cok methedilmisti cunku gidenler tarafindan. Ama ayni frekansi yakalayamadim ben Beypazari ile Mudurnu ile yakaladigimiz, Goynuk ile yakaladigimiz o guzel frekansi... Cunku karsimizda buyuk bir ilce vardi. Neredeydi bu tarihi yerler, bulmak zor oldu, o kadar kucuk kaliyor ki ilcenin ortasinda bu yer, bulsaniz da arabanizi park edecek yer bulamiyorsunuz. Bulsaniz da buranin maalesef kaba saba otopark gorevlisi ile muhatap oluyorsunuz. Anadolu insanimin tanimina uymayan bir sahisi oraya koyan yetkilileri yeniden dusunmeye cagirmali. Bir turist geliyor ve karsilastigi ilk deneyim park etmekle ve buranin gorevlisi ile ilgili sorunlar.
Beypazarina iyi ki fazla vakit ayirmamisiz gezi planimizda dedim. Beypazarini meshur eden sokaklarda yurumeye basladik nihayet, keske Beypazari sadece bu kucuk mahalleden ibaret olsaydi. Geri kalan kismi ile o kadar uyumsuz ve alakasiz ki cunku... Hic yakismiyorlar birbirlerine...
Beypazarina gidip de en memnun kalacaginiz kisim midenizin bayram etmesi olacak sanirim. Beypazari kurusuna siz de bizim gibi bayiliyorsaniz, keyiften dort kose olacaksiniz daha firindan yeni cikmis, miss gibi tereyagi kokan sokak boyunca ilerlerken sagdan soldan esnaf size iceri cekmek icin surekli kuru ikram ediyor olacak sicak sicak... Beypazari demek havuc demek bu da sokak boyu havuc suyu satilmasi demek oluyor tabi,
Beypazari kurularindan yiye yiye devam etsek de buradan yemek yemeden yola cikmayalim dedik. Iyiki de oyle yapmisiz. Sokagin sonunda yemek yedigimiz unlu mekanin adi C harfi ile basliyordu sanki onu hatirliyorum:) Gezi yazisini 9 ay sonra yazmanin sakincalari iste :) Eski bir tas konakta idi. Bu fotograf mekanin icinden, biz hava gunesli olunca disarda oturduk ama icinde de cok guzel odalarda yemek yeme imkani var. Hanin eski havasini solumak icin bu odalarda da yemek yenilebilir.
Yedigimiz her yemek cok lezzetliydi. Sarmasi bu vakte kadar yedigim en lezzetli sarmalardan idi. Sarma degil dolma diye geciyordu. Pilaviyla birlikte unlu olmakta hakliymis.
Yedigimiz 80 kat baklavanin da tadini methetmem lazim. Satilan iyi bir yerden almadan donmeyin. Her yorenin baklavasi unlu ama Beypazari bu unu haketmis gercekten.
Anadoluyu gezmeyi son yillarda cok ama cok sevmeye basladim. Eskiden yurticinde gezecek yer yok yurtdisinda hep suprizler karsiliyor bizi derdim ama artik yurticinde gezerken icim farkli isiniyor kayniyor vatanima... Artik yurtdisinda olmamin da bunda etkisi var. Amerida vatandan millerce uzaktayken cok daha kiymetli her bir kasaba koy benim icin. Istanbul u ozlemiyorum ama garip bir sekilde. Anadoluyu, gercek Anadolu insanimi ozluyorum. Bu fotografa bakmak icimi isitiyor benim...
Beypazarinda guzel manzaralar vardi yukarlara dogru cikmayi basarirsaniz, arabayla bir hayli zor cikiliyor bastan soyleyelim. Sizi guzel manzaralar karsiliyor olacak... Cocuklar...
Anadolu cocuklari da bir baska renk katiyor memlekete...
Beypazarinda son olarak Hidirlik Tepesine cikip tepeden sehri seyrettik. Artik yonumuzu Eskisehir e hayran oldugum sehre donme vaktiydi... Aksam iniyordu Anadolu ya...
No comments:
Post a Comment