Seneca
iyi bilinir
aşk en inatçı ruhlara bile boyunduruk vurur
nefreti değiştirir
kaderin cömert sunularıyla azanlar, sınırsızca
sefahate kapılıp gidenler, özlem çeker hep tatmadıkları arzulara
iyi talihin ürkünç yoldaşı, şehvet, sızar içeriye işte o sıra
ne dün yediğin yemek keyif verir artık
ne sıradan giysiler, ucuz kadehler
niçin fakirhanelere pek uğramaz bu musibet
zevk içinde yaşayan evleri seçer kendine
niçin kutsal venüs mütevazı damlarda oturur
niçin edeplidir sevgisi sıradan insanın, aşmaz çizgisini
tevazuyla sınırlar kendisini; ama zenginler
saltanatla şişinenler, niçin hak edilenden fazlasını özler
aşırı güç, gücünden öte güç ister
dertler hafifse konuşur; ağırsa susup kalır
istese de asla göremez
gökkubbeyi, bir kez derinlere indi mi
ve sonsuz gecenin sessiz evine ulaştı mı kişi
öğrendim, aşk bütün vahşileri dizginler
tedavi istemek, yarı tedavidir
yolu yok, ölmesi yasaklanamaz
ölüm yazılan ve ölmesi gereken birine
korktun mu saldıracaksın, en güvenli yoldur bu
başa gelen değil, niyettir insanı iffetsiz kılan
ölümü asla saklayamazsın, ölmek isteyen birinden
arzulanan bir şeye yas tutmak, onurlu olamaz
ölümlerin en iyisidir, sevdiklerinin gözyaşları arasında ölmek
insanların yaşamlarını
rastgele yönetiyor kader
dağıtıyor armağanlarını eliyle, körlemesine
hep kötüleri gözetiyor
masumları ise eziyor, rezil bir istekle
kraliyet sarayını ele geçirmiş sahtekarlık, hüküm sürüyor
aşağılık halk ülkesini baltacılara teslim etmiş, keyif çatıyor
onlara hizmet ediyor, bir yandan da nefret ediyor
hırçındır erdem
olmadık armağanlar kazanır hep dürüstlükten
masumların başına musallat olur amansız yoksulluk
ırz düşmanı iktidara oturur, rezilce hüküm sürer
ah, değersiz utanç, ah sahte onur
ne felaketler pahasına döner şu kaderin tekeri
No comments:
Post a Comment