Tuesday, September 24, 2013

Simit Aşkı! :)



simit aski 1






Hepimizin cuması mübarek olsun.


Huzur, barış, sağlık sıhhatle dolu hayırlı zamanlar diliyorum...


Evet..


İtiraf ediyorum..


Simitle aramızda tarifi olmayan bir aşk var :))


Yukarıdaki fotoğraf da bir simitçi fırınında falan çekilmedi.


Bizim evin mutfak masası!


Hemen şöyle izah ediyorum durumu;


Bendeniz, sabah öğle akşam bıkmadan usanmadan, Rabbim nasip ettiği müddetçe simit yiyebilme potansiyeli olan bir bünyeye sahibim ;)


Tabi ki bir öğünde 1 adet yiyebiliyorum ama her gün iki sokak aşağıda, simitlerine hayran olduğum simitçiye gitmek artık eziyet olmaya başlayınca, bende derin dondurucu nimetini bir de bu şekilde kullanmak istedim ve artık haftalık simit alıp, stokluyorum :))


Simitleri alıp geldiğim bir gün, buzdolabı poşetlerine doldurmadan evvel şöyle bir baktım ki, tam fotoğraflık duruyorlar.


Bende hemen o anı fotoğrafladım.


Sonra, son zamanlardaki aşırı yoğunluğumdan dolayı tarif hazırlayacak vaktim olmadığı için ve bloguma yayın koymayı özlediğim için, sizlerle de paylaşmak istedim...


Bir yemek ve hobi blogu sahibi olarak, simitleri dışardan hazır almak elbette ki utanç verici ama İnşaAllah çok yakın zamanda simit tarifiyle karşınızda olmayı planlıyorum :)


simit aski 2


Simitler buzdolabı poşetine daha kolay sığsın diye ikiye bölerek kaldırıyorum.


Ayrıca derin dondurucudan çıkarıp, bir saat  kadar oda sıcaklığında bekledikten sonra ilk koyduğunuz yumuşaklıkta oluyor.


***Eğer buzluktan çıkardınız ve hemen tüketeceksiniz, kapaklı bir tavaya koyup, altını en kısığa getirip, kapağını da kapatırsanız, en geç 10 dk içinde pamuk gibi olur...






simit aski 3


Bu görmüş olduğunuz da, bizim mutfağın olmazsa olması kırıntı poşeti.


Poşette, 1 haftanın sofra kırıntıları, bakliyat ayıklağımızda çıkanlar, kurumuş ekmek vs. var.


Bu poşeti, yakınımızdaki en yakın parka bırakıyoruz.


Ya da kapıya asıyoruz, apartman görevlisi sağ olsun ilgileniyor.


Kuşlar, karıncalar, böcekler ve bilmediğimiz daha bir çok hayvan yiyor belki de.


Hep şöyle düşünüyorum.


Bir susam tanesi diye küçümsediğim nimet, bir karınca için ne kadar büyük bir nimettir..


O yüzden bir susam tanesini bile çöpe atmamaya gayret edip, kırıntı torbasına atarım hemen.


İlk başta üşenebilirsiniz ama sizin önemsemediğiniz sofra kırıntılarınızla kaç canlı karın doyuruyor.


SubhanaAllah!...


Ağız tadıyla geçireceğiniz, hayırla huzurla dolu bir hafta sonu diliyorum herkese...


Sevgi ve muhabbetlerimle...






No comments:

Post a Comment